Kayıtlar

-Cennet ve Cehennem arasındaki ortak nokta

Resim
     Cehennem bir distopyadır. Distopya her şeyin kötü gittiği, kasvetli ve acı dolu bir dünyayı ifade eder. İnsanlar acı çeker, hüzün, kan ve göz yaşı vardır. Dinlerde dine baş kaldıranların ve dini yoksayanların cehennemde yanarak ceza çekeceği söylenir. Bu açıkça bir cezadır. İslamiyette tasfir edilen cehennemde insan derilerinin yenilenip yeniden yakılacağı söylenir. İnsan vücudunu tamamen saran ateş birkaç saniyelik acı verir sonrasında acı hissedemezsiniz. Çünkü hızlı bir şekilde sinir hücreleriniz yanar ve ısıyı algılayamaz. Bu sırada yeniden deri oluşur ve deriyle birlikte oluşan sinirler yeniden yakılabilir. Bu acılı olsa da bundan daha acılı (Radyasyon zehirlenmesi gibi) yöntemler varken neden ateş?    Cennet ise cehennemin tam tersidir. Yani bir ütopyadır. Ütopyada insanlar mutludur, her şey yolunda gider ve ne istiyorsanız onu elde edebilirsiniz. Herkes birbirini sever ve kimsenin problemi yoktur. Hayal gücünüzün sınırlarını zorlayabilecek kadar güzel bir yerdir ütopya. Bur

-Falcılıktaki manipülasyon ve astroloji

Resim
      Tarot falcılıkta kullanılan en bilinen ve en çok ciddiye alınan bir fal bakma yöntemidir. Eğer bir arkadaşınızda tarot destesi varsa mutlaka kitapçığı da vardır. Desteyi değil, sadece kitapçığı alın ve okuyun. Bir kartın bir anlamı yok. Yani bir kart yalnızca maddiyatı sembolize edip size zengin olacağınızı, fakir düşeceğinizi, kariyer fırsatı yakalayacağınızı söylemiyor. Bir kart kaza geçirebileceğinizi işaret ederken kumardan uzak durmanızı veya geçmişteki bir olaya kafanızı taktığınızı söyleyebiliyor. Yani bir kartın beş anlamı varsa (Ters 5 düz 5 olmak üzere toplam 10 anlamı varsa da aynı şey geçerli) mutlaka bu anlamlardan en az biri sizinle uyuşuyordur. Tarot aslında sizde olan ve ileride başınıza gelmesinin çok olası bir olayı olacakmış gibi gösterir. Bu geçim sıkıntısı gibi veya istediğiniz bir şeyi elde edememeniz gibi bir şey olabilir. Bunlar hepimizin hayatında olan şeyler ama tarot kartlarından böyle bir anlam çıkartınca fal doğru çıkmış gibi tepki veriyoruz. Kitapçığ

-Paranormal olaylar gerçekten paranormal mi?

Resim
    İnsanlar ayrıntılara ilahi ve/veya doğaüstü anlamlar yüklemeye eğilimlidir. İstatistiksel olarak bir olayı incelemek yerine direk doğaüstü fenomenlerle açıklamaya çalışırlar. Bu yazıda ağlayan çocuk tablosundan örnek vereceğim.    Bu tablonun bulunduğu evlerde yangınlar çıkar ve tablo hariç her şey yanardı. Dolayısıyla bu yangınlardan bu tablo sorumlu tutuldu ve lanetli tablo olarak etiketlendi. Bu tabloya değinmeden önce ateşin davranışına ve doğasına bakalım.    Ateş üçgeni ateşi meydana getiren etmenleri temsil eder. Yakıt, oksijen ve ısı ateşi meydana getirir. Bu 3 etmen evrenin neresinde mevcut olursa olsun (su altı ve uzay dahil) ateş orada yanmaya başlar. Siz yanan bir ateşi söndürürken ateşi meydana getiren bu 3 etmenden en az bir tanesini ortadan kaldırmaya çalışırsınız. Ateş yakıta tutunur. Mesela benzini yere döküp ateşe verirseniz ateşin tutunduğu yer benzindir ve benzinin olmadığı yere ateş yayılmaz. Tabi kağıt ve ahşap gibi alternatif bir yakıt etrafta yoksa...    Şim

-Gözümüz neden birini tutar veya tutmaz?

Resim
    İki ayrı insanla tanıştığınızı düşünün. Yaşı, dini, dili, ırkı önemli değil. Bunu hayal gücünüzle siz belirleyin. Birinizi gözünüz tuttu, diğerini de tutmadı diyelim. Üstelik daha tanımıyorken... İşin ilginç tarafı bu konuda genellikle yanılmayız. Gözümüzün tutmadığı kişiye önyargıları yıkıp yaklaştığımızda gerçekten anlaşmazlık çıkabiliyor ve bu ihtimal göz ardı edilebilecek kadar düşük değilken gözünüzün tuttuğu kişiyle aranızda sağlam bir bağ oluyor. Ama neden? Bu durum neye göre belirleniyor?    Bilinçaltından bahsettiğim yazıda gerekli gereksiz tüm bilgiler işlenir ve bazen bilinçaltı bilincimizi etkiler. Bunu farkında olmayız. Bugüne kadar kaç insanla tanıştınız? Tanışmaktan kastım sadece isim öğrenmekten ve beş dakikalık vakit geçirdiğiniz insanları da dahil ediyoruz. Bu soruyu kendiniz cevaplayın ve kafanızda beliren rakamı aklınızın bir köşesinde bulundurarak yazının geri kalanını okumaya devam edin.    Bilinçaltımız anlaşamadığımız ve sevmediğimiz insanlar arasında ortak

-Kumarhaneler nasıl zengin kalır?

Resim
     Kumar denince akla ilk gelen şehir şüphesiz Las Vegas'tır. Çölün ortasında olmasına rağmen maddi olarak çok iyi bir durumdadır. Ne sanayileşme ne de elverişli bir toprağı vardır. Peki nasıl böyle oluyor? Cevap basit. Çünkü " Ev her zaman kazanır! "    Kumarhaneye girdiğiniz zaman saatinizi ve telefonunuzu bırakmanız gerekir. Bu bir anti-hile önlemi değildir. Kumarhaneye saat sokamazsınız ve pencere de bulamazsınız. Bunun amacı içeride ne kadar zaman geçirdiğinizin farkında olmamanızı sağlamaktır. Kumarhanede ne kadar çok kalıp kumar oynarsanız (!) o kadar iyidir. Üstelik kumarhaneler çoğunlukla otelcilik hizmeti de sunar ve otelleri lükstür. Ama buna rağmen ne ilginçtir ki içkileri, yemekleri, oda fiyatları ve sosyal etkinlikler bedavadır. Hatta normal sıradan bir otelden daha ucuza kalabilirsiniz. Peki bu oteller (Yani kumarhaneler) nasıl oluyor da ayakta kalabiliyor? Hatta size sunduğu içki ve yemekler kaliteli olmasına rağmen... Çünkü " Ev her zaman kazanır!

-Para neden vardır ve sahte para basmak niye yasal değildir?

Resim
     Para sizin maddi gücünüzün bir ölçütüdür. Sizi toplum adına yararlı olmaya teşvik eder. Doktorsanız hasta insanları tedavi edersiniz, mühendisseniz çalıştığınız yerdeki problemlerle ilgilenir ve çözersiniz, sanatçıysanız sanat yapar ve sanatseverlere sunarsınız, çiftçiyseniz mahsülleri pazarda satarsınız, barmenseniz gece hayatını seven kişilere hizmet sunarsınız, öğretmenseniz eğitim verirsiniz, bankacıysanız maddi güç kiralarsınız, psikolog veya sosyologsanız danışmanlık yaparsınız. Sonuç olarak tüm bunları yaparak topluma hizmet eder, bunun sonucu olarak da para kazanırsınız. Kendi ve ailevi ihtiyaçlarınızı gidermek için gereken maddi güç size topluma hizmet etme şartıyla sunulur. Eğer işinizi çok iyi ve severek yaparsanız güzel hizmet verirsiniz ve bu kariyerinizde sizi yükseltir. Akabinde daha çok para kazanmaya başlarsınız. Vereceğiniz emek ile kazanacağınız para genellikle doğru orantılıdır. Ama ne yazık ki ülkemizde bu kural geçerli değil.    Sahte para basıyorsunuz ve yak

-Id, Ego ve Alterego

Resim
     İd, ego ve alterego ilk defa Sigmund Freud tarafından ortaya atılmıştır. Bu üç kavram bilinçaltının parçalarıdır.     İd (Alt benlik), bilinçaltının en derinlerinde yer alır. Tamamen içgüdülerden ve negatif hislerden ibarettir. Negatif hislerin temelinde de içgüdüsel tutumlar yatar. Kin, nefret, intikam arzusu, cinsellik, açlık, uyku ihtiyacı, üreme ve hayatta kalma içgüdüsü, oburluk gibi hisleri içinde barındırır. İçimizdeki şeytan ve nefis olarak da tasfir edilir. Hedonisttir.    Alterego veya diğer adıyla Süperego (Üst benlik), bilinçaltının ahlaki kısmıdır. Vicdan, merhamet, adalet, eşitlik, yardımlaşma gibi hisleri içinde barındırır ve içgüdüsel dürtüleri içermez. Hümanisttir.    Ego (Benlik), bilinçaltında alterego ile id arasındaki dengeyi sağlar. İd ve alterego birbirine tamamen zıt gider. Ego bu ikisini dengede tutmaya çalışır. Dengenin bozulması psikolojik sorunlara yol açar. Realistiktir. Egoist insanlar egolarını değil, idlerini tatmin ederler. İd güçlü ve üstün olmayı